Amerika’da Türkiye’yi tanıtmanın en iyi yollarının başında Amerikalı öÄŸretmenleri bilgilendirmek gelir. Buna yürekten inananlardanım. Bu amaçla yıllar boyu yerel Türk-Amerikan DerneÄŸi’nin yorulmak bilmeyen diÄŸer gönüllüleriyle birlikte her yıl öÄŸretmenler için bir günlük Türkiye semineri düzenledik, bunu öÄŸretmenler için bir alışkanlık haline getirmeyi baÅŸardık. Her yıl TÜSIAD’ın katkısıyla kurayla belirlediÄŸimiz iki Amerikalı öÄŸretmeni Türkiye’ye yolladık bir haftalığına. Bunun için burada bu konuyu 1980′lerde ilk gündeme getiren dernek emektarlarından ve eski baÅŸkanlarından Engin Holmstrom’u ve Türkiye’de ODTÜ’de ders vermiÅŸ Pat Fesçi’yi anımsamadan geçmek istemem. Emekleri çok büyük. Tabii bu proje soÄŸuduÄŸu zaman 1997′de yeniden baÅŸlamasında öncülük eden derneÄŸin eski baÅŸkanlarından, görevi devraldığım GüneÅŸ Karahasan’ın çabaları da övgüye deÄŸer. DiÄŸer can yoldaÅŸlarım, isimsiz kahramanların adları saymakla bitmez. Washington’daki TÜSÄ°AD temsilcisi Abdullah Akyüz ve Türk Kültür Vakfı Temsilcisi Güler Köknar’ın destekleri de yadsınamaz. Amerika’da öÄŸretmenlik her ülkede olduÄŸu gibi önemli bir meslek. Burada öÄŸretmenler kendilerini geliÅŸtirmek için hiçbir fırsatı kaçırmaz. Okumaya devam eder, seyahatlerle dünya hakkındaki bilgilerini geliÅŸtirip öÄŸrencilerine aktarmak için özel çaba gösterirler. ÖrneÄŸin kızımın lisedeki Ä°ngilizce öÄŸretmeni son 5 yıl içinde Amerika’nın en iyi üniversitelerinde master ve doktora yaptı. Ä°lerde okul müdürü olmak istiyor. Genellikle öÄŸretmenliÄŸe ilkokul düzeyinde baÅŸlayan öÄŸretmenler çeÅŸitli sınavlar verip eÄŸitimlerini geliÅŸtirdikten sonra ortaokul ve lise düzeyinde ders vermeye baÅŸlıyorlar.

Peki neden önemli öÄŸretmenlere Türkiye’yi tanıtmak? Çünkü her öÄŸretmen yılda bir sınıfa bile giriyor olsa en az 30 öÄŸrencisine Türkiye’yi anlatabilir. Birkaç sınıfa ders veriyorsa, bu sayı 3’e, 4’e katlanır. Bu öÄŸretmen öÄŸretmen arkadaaÅŸlarına ve ailelerine Türkiye’yi ve Türkler’i ne kadar sevdiÄŸini anlatırsa sayı daha da artar. Yani aslında Amerikalı bir öÄŸretmenin etkisi bir lobicininkinden daha etkili olabilir. Türkiye’yi görmüÅŸse bu öÄŸretmen ve olumlu izlenimlerle edinmiÅŸse, sık sık Türkiye’ye gitmesi, dostlarını Türkiye seyahatine heveslendirmesi de büyük olasılık. Diyebiliriz ki, bir domino etkisi yapar bir öÄŸretmenin Türkiye’yi sevmesi. Bu yüzden Türk Kültür Vakfı’nın Dünya Ä°ÅŸleri Konseyleri’yle birlikte düzenlediÄŸi Türkiye turları büyük önem taşıyor. Haziran sonu ve Temmuz sonunda iki ayrı grup halinde Türkiye’yi gezen, inceleyen 57 Amerikalı öÄŸretmen, ÅŸimdi harıl harıl sonbaharda yapılacak “Portraits of Turkey” Türkiye’den Portreler dizi sunumları ve sınıflarında Türkiye’yi tanıtma programları için hazırlık yapıyor.

Ä°stanbul’da Ayasofya, Topkapı Sarayı, Arkeoloji Müzesi, Kapalıçarşı ve Mısır Çarşısı’nı gezen öÄŸretmenler ayrıca DaruÅŸÅŸafaka, BeÅŸiktaÅŸ Anadolu lisesi ve Karacasu’daki Ataköy Ä°lköÄŸretim Okulu’nda incelemeler yaptı. Bursa’ya da giden Amerikalı öÄŸretmenler, Efes, Çatalhöyük, Kapadokya’ya da giderek, Türkiye’nin tarihi ve doÄŸal zenginliklerini görme imkanı buldu.

Türk Kültür Vakfı 2007 yılından bugüne kadar Amerika’nın çeÅŸitli eyaletlerinden 348 Amerikalı öÄŸretmeni bütün masraflarını karşılayarak Türkiye’ye götürdü. Vakıf ayrıca Dünya Ä°ÅŸleri Konseyi’yle birlikte Amerika’da da 2,500’den fazla öÄŸretmene Türkiye’yi tanıtan seminerler düzenledi. Bence çok yararlı bir giriÅŸim. Umarım devam eder ve Türkiye’yi gören, tanıyan, seven Amerikalı öÄŸretmen sayısı artar!

AÅŸağıda ve saÄŸ üst köÅŸede Türk Kültür Vakfı’nın geçen yıl  Türkiye’ye götürdüÄŸü Amerikalı öÄŸretmenlerin hazırladığı ve yakında yayınlanacak olan belgesel filmden kısa bir tanıtım videosu var. Ä°zleyin beÄŸeneceksiniz. Filmin prodüktörü Orhan AyaÅŸlı, sinematografı Scott Drucker.  Amerika Türk Koalisyonu TCA ve Türk Kültür Vakfı’nın (TCF) izniyle kullanıyoruz.